İLETİŞİMİN BAĞLAMI

Bağlam (context): Bağlam iletişimin olduğu bütünlüğü, koşulu, durumu anlatır. İletişimde bağlam bir ilişkinin, bir faaliyetin olduğu koşulları, örgütlü yer ve zamandaki durumu anlatır.

İletişim boşlukta olmaz; durumsallıktan, geri plandan veya geçmişten yoksun bir süreç değildir. İnsanlar birbiriyle iletişimlerini belli yer ve zamanda, belli tarihsel, teknolojik, örgütlü, psikolojik ve amaçsal koşulların biçimlendirdiği durumlar içinde yaparlar. O anki ve geçmişten getirilen faktörlerin bütünü iletişimin bağlamını oluşturur. İletişimin olduğu zaman ve mekanı, egemenlik ve mücadele koşulunu ve duygusal öğeleri içeren örgütlü bağlamın iletişimde bulunanlar farkındadır. İletişimin bağlamı iletişimin tarihsel çevresi içinde olma durumunu ve bu duruma bağımlı ilişkisel gerçeği ve anlamı anlatır.

Bağlamsız iletişim yoktur. İletişim bağlamından kazara veya kasıtlı olarak soyutlandığında, veya belirsizlik olduğunda, olası bağlamlar eklenerek tamamlama yapılır. Bu durumda farklı anlamlandırmalar olasılığı artar. (Bağlam dışı anlatım kasıtlı yapıldığında, kötüleme için araç olur).  Örneğin, size üç kağıt verdim. Birinci kağıtta “adamın rengi soldu, ne dersin?” yazsın; bunun sizce anlamı ne? İkincide “yıkandıktan sonra, adamın rengi soldu, ne dersin?” yazılı olsun; şimdi bunun anlamı ne? Üçüncü kağıtta ise şöyle yazsın: “Giydiğin resimli T-shirt kalitesiz olmalı, çünkü yıkandıktan sonra, adamın rengi soldu, ne dersin?” Bu son cümlede anlam neye dönüştü? Her cümlede yapılan yeni eklemelerle farklı bağlam oluşmakta ve iletişimde anlam değişmektedir. Her üç cümlede de, sadece kelimeler değil, kelimelerin anlamlarıyla ilgili olarak geçmişten gelen ve deneyimlere dayanan bağlamlar anlamlan vermede rol oynamaktadır. (Örneğin aşağıdaki kelimeleri önce tek tek ve sonra farklı kombinasyonlarla inceleyin: lira göz yüz olma soluk iki çay kuru dere).

Dolayısıyla, bağlam bilinmiyorsa, verilmemişse veya sınırlıysa, biz bağlam ekleriz veya bağlamı biz sunarız. Eğer eklediğimiz veya sunduğumuz bağlam yanlış ise, iletişimi ve ilişkiyi anlamlandırmamız da yanlış olur. Eğer bağlam kuramazsak, anlamlandırma yapamayız, çünkü anlayamayız. Örnekteki ilk iki cümlede amaç üçüncü cümlede söylenmek istenen olsun. O zaman birinci cümleye karşılık olarak, belki de, adamın rengi solduğu için, (T-shirt’ü) hastaneye götürün önerisinde bulunurduk. İkinci cümlede ise, yıkanmanın adamın sıhhatine iyi gelmediğini söylerdik belki de. [1]

Egemen yaklaşımlarda, iletişime, motivasyon, algı ve tutumlara indirgenen sosyal-psikolojik; kişiye etki eden birinci ve ikincil gruplara indirgenen grup-sosyolojisi ve psikolojisi; görevsellik, kullanım ve doyumlara indirgenen sosyolojik; oy verme, seçim süreçleri ve kamuoyuna indirgenen siyasal; geliştiren ve demokratikleştiren teknolojik; insanı biçimlendiren veya sadece araç olarak görev yapan dilsel; farklılıkları oluşturan kültürel ve kültürler arası bağlamlar eklenir. Aynı zamanda, bilerek veya bilmeyerek, bağlamdan hareket edilerek iletişim bölümlere ayrılır: Eğer iletişimin olduğu bağlam sayısal olarak iki kişiyi içeriyor ise, bu kişiler arası iletişim olarak nitelenir. Eğer iletişimin bağlamı ikiden fazla kişiyi içeriyorsa, grup iletişimi olmaktadır. İletişim örgütlerde oluyorsa, örgütsel iletişim olur. (Bir kilo peynir, bizim yağ, beş şişe kola; bir de sana al” denilseydi ne yapardınız? Ben “bizim yağ” markasını aradım; aslında bizim yağ bizim evde kullandığımız yağmış. Bizim Yağ markası da varmış.). Mesajların elektronik olarak yayınlandığı bağlamdaki iletişim kitle iletişimi olarak nitelenir (Dikkat: Gruplandırma bağlamında ölçü gene değişti. Bu sefer ne oldu?). Kültürel bağlam düşünüldüğünde, kültürler arası iletişimden bahsedilir. Amerikan ticari kültürünün hem bilinç yönetimi hem de parasal olarak en fazla kazanç sağladığı bağlamlardan biri de cinsiyet bağlamı ve bu bağlama bağlı olarak yaratılan cinsiyet iletişimidir. Profesyonel meslekler yaptıklarını meşrulaştırmada ve yönetimde iletişimle bilinç yönetiminin önemini anladıkça (ve iletişim sermayesi bu alanları kendisi için zengin kaynak görüp, bu alanlara da yöneldikçe), örneğin sağlık iletişimi, global iş yeri iletişimi, internet iletişimi ayırımları da ortaya çıktı. İşe kültürel incelemelerle özellikle edebiyat ve dil bilimleri (linguistics, semiotics ve semantics) gibi iletişim alanı dışından gelenler de katılınca, iletişimin bağlamına, sosyal bilimcilerin kavramları yerine, ne olduğu belli olmayan kavramlarla oluşturulan “metin, okuma, semiosis” gibi bağlamlar eklendi. Yer bağlamı, gülünç bir şekilde, kişiler arası mesafe, oturma düzeni, renk ve ışık, fiziksel genişlik vb gibi fiziksel karakterlerin düzenlenişiyle ilgili etkiler içinde ele alındı. Her durumda, egemen yaklaşımlarda, iletişimin bağlamı iletişim süreçleri ve etkileri çerçevesinde ele alınmaktadır. Soru: Neden dersiniz? Amaç etki (= mal ve pazar ideolojisini satmak) olunca, sonuç farklı olabilir mi? Düşünün.

Yukarıdaki açıklamalardan da görüldüğü gibi insanlar arası ilişkilerde ve bu ilişkilerin olabilmesinin bir gereği olan iletişimde, birbirinin içinde birden fazla bağlamlar vardır ve bu çoklu bağlamlar o iletişim çevresini oluştururlar. Kişiler arası yüz yüze ilişki ve iletişimde duygular, psikolojiler, istemler, beklentiler, iş bölümü ve roller, statü, yerin/mekanın örgütlenişi ve düzenlenişi, mekandaki güç/iktidar ilişkileri, iletişim mekanındaki zamanın örgütlenişi, kültürler ve alt-kültürler, dini ve siyasal inançlar, etnik ve diğer grup bağları ve benzerleri bağlamı çeşitli ölçülerde belirlerler. Bağlamı belirleyen farklı faktörler iletişimde egemenlik ve ezilmişlik, güç ve güçsüzlük, rahatlık ve rahatsızlık, yakınlık ve uzaklık, dostluk ve düşmanlık, özgürlük ve bağımlılık arasında değişen duyguların yaratılıp desteklenmesine önemli ölçüde katkıda bulunurlar. Bu duygular iletişimin olduğu anki bağlamda yaratılacağı gibi, o bağlam hakkında önceden edinilen değerlendirmeler ve imajlarla birlikte gelebilir. Örneğin daha önce fiyat konusunda sahtekarlık yapan bir süper markete herhangi bir nedenle zorunlu olarak gidip alışveriş yaptığımda, yazılan fiyatla benden kasada istenen fiyata büyük dikkat gösteririm: O anki bağlamı daha önceki deneyimim (tarihsel bağlam) etkilemiştir. Bir kişi, grup, siyasal parti, kuruluş, örgüt ile olan iletişimlerde o iletişimi o yer ve zaman ötesinde daha önce belirlenmiş bağlamlar etkiler. Dolayısıyla, bağlam iletişimin olduğu o anki “şimdi bağlamıyla” asla sınırlı değildir; bireysel deneyimlerden başlayarak tüm sosyal ve kültürel çevreyi içine alır.

Farklı bağlamlar iletişim mekanını birbirinden ayırırlar. İki farklı bağlam iki farklı iletişim mekanı demektir. Fiziksel mekan aynı olsa bile (örneğin öğrenci kafeteryasında farklı masalarda oturup geyik yapan öğrenciler), her masadaki iletişim bağlamı o fiziksel mekanı iletişim mekanlarına bölerek birbirinden ayırır. Bu durumda, bir bağlamda gönderilen bir mesaj diğer bağlamda alınmaz, alınamaz.

Aracılanmış farklı teknolojik bağlamda yapılan iletişimde, bir bağlamdaki mesaj (televizyonla gönderilen görüntü ve ses), diğer bir bağlamda (radyo ile) alınamaz. Teknolojik bağlam bu nedenle “geçişsizlik” ve “uyumsuzluk” yaratır.

Dünya görüşü veya ideolojiler günlük iletişimde ve örneğin akademik faaliyetlerde gündem belirleme, gündem tartışma, sorun çözümü ve benzerleri bağlamı oluşturabilir veya bağlam üzerinde egemen olan ideolojik bir bağlam oturtulabilir. İletişim kuramları ve incelemelerinin bağlamında ideoloji veya dünya görüşü bağlamı olmadığı iddia edilebilir. Sosyal bilimlerde nesnellik iddiası araştırma ve kuramlarda temel bağlam olarak ortaya çıkabilir.

Modernleşme, kalkınma, gelişme ve modern insan olma bir bağlamdan bir diğerine geçişi anlatır.

Bağlam iletişimin tarzını belirleyici olarak rol oynayabilir: Arkadaşlık ortamındaki konuşma ile resmi bir ortamdaki konuşma arasında nitelik farkları olacaktır. Nutuk verirken o bağlamın gerektirdiği sözsel ve sözsüz iletişim gelenekleri ve kuralları neyin nasıl söyleneceğinde (veya söylenmeyeceğinde) egemen bir rol oynar.

Yazılı, sözlü veya görüntülü sunumda bağlam öykünün sınırlarını ve kapsamını önemli ölçüde belirler. Açık ve somut bağlamda kalma öykülemede önemli bir rol oynar ve gereklilik gösterir. (Savaş, dövüşme ve sevişme iletişimindeki bağlamları düşünün).

Günümüzde oldukça moda olan kimlik sorunu aslında geleneksel olarak nitelenen bir kimlikten uluslararası şirketler ve ortakları için görevsel olan bir kimliğe geçiş ile ilgilidir. Bu geçişte oluşturulan yeni BEN yoluyla eski BEN egemen uluslararası siyasal, ekonomik ve kültürel pazar yapıları bağlamı içine uyumlu hale getirilmektedir.